23 Ağustos 2016 Salı

İnci yeni fenomen...

    inci için açtığım instagram hesabı çığ gibi büyüyor... hayal etmiş miydim? bu kadar hızlı olacağını bilememişim demek ki.. sevindiriyor beni bu,çünkü gelen mesajları okudukça mutluluğum artıyor...

    benim iyi anneliğimi yazanlara mahcubiyet dışında bir şey diyemiyorum ama meğer inci için güzel şeyler duymaya ne kadar ihtiyacım varmış... ona ettikleri her cümle ile nasıl keyifleniyorum anlatamam... burdan okuyanlar varsa tekrar teşekkür ederim...

    o sayfayı açtığımda dedim ki, bir gün inci yi herkes bilecek.. evet herkes biraz abartılı olmuş ama bugün 8000 işi olmak üzere ben bu satırları yazarken... 8000 kişi inciyi seviyor mu, hayır.. ama bi kısmı seviyor, bir kısmı merak ediyor, bir kısmı hasta olunca üzülüyor, bir kısmı inci gibi bir meleğe sahip, bir kısmı meleği inci gibi olsun istiyor, bir kısmı hamile ve inci gibi meleği olacak, bir kısmı inciyi görüp o meleği doğurmaya karar vermiş, bir kısmı sorup öğreniyor, bir kısmı öneride bulunuyor, bir kısmı hediye yollamak istiyor( kabul etmiyoruz çok teşekkür ederiz inceliğiniz için) ..... ve bu liste uzayıp gidiyor... 

    birkaç kez şu cümleyi kurdum "vesile olduğum şeylerden korkuyorum bazen" dedim... inci yi görüp doğurmaya karar veren annelere bazen diyecek birşey bulamadım, doğursam mı diyenlere cevap veremedim... ama artık işin inci boyutu ile düşünüyorum.. sanırım inci bu hayata arkadaşlarını toplamaya devam edecek :)  incinin bu hayattaki görevi bu olmalı.. dini olarak düşünürsek bazılarınızı günaha girmekten kurtarmak, insani açıdan düşünürsek 47li bebeklerin yaşam hakkını elinden almanızı engellemek... 

    bana hep soruluyor, 2li 3lü 4 lü test yapıtırmadınız mı? hamile iken biliyor muydunuz? sizin yerinizde olsam ben de bunları sorarım eminim bundan.. ama bu taraftan bakınca bunlara cevap vermek garip geliyor artık... doktora giden birçok kadın her bir testi yaptırır... hamileliğini ds doğuracağını bilerek geçirenlere saygım dünyalar kadar.. onlar benden daha cesurlar eminim... ben bilmiyordum... bilsem ne yapardım kısmına ise hiç girmiyorum... bilsem çok korkardım... ilk kez anne olacak biri için bunu bilerek doğumu beklemek kabus gibi.. ama doğuran ve bebeği 10 ayını bitirmiş bir anne olarak sadece şunu diyebilirim, böyle güzel gülen bir bebeğe asla kıyılmaz...

    geçenlerde ebebek dergisinin bir sorusu vardı, "anne olunca hayatınızda ne değişti "diye... ben de altına şu cümleyi yazdım ve yorumum beğenilerek dergide yayınlandı...

    "down sendromlu bir kızım olduğunda hayatım alt üst oldu sandım, ama baktım ki altı üstünden daha güzel!"

    

5 yorum:

  1. siz çok iyi bir annesiniz blogunuzu baştan sona okudum ben daha 18 yaşındayım down sendromlu bi tanıdığımda yok ama hikayeniz beni çok etkiledi siz ve sizin gibi kararlı idealist tuttuğunu koparan ve en en en önemlisi sevgi dolu kadınlar anneler öğretmenler olmalı etrafımızda! inciye sağlıklı bir hayat diliyorum ve sizede sabır diliyorum insanlar bazen anlayışsız belki çoğu zaman anlatmak istediklerinizi de anlamiycaklar ancak anlayan bir kesi de var bunu unutmayın...yazın paylaşın savunduğunuz şeyi savunmaya devam edin size meleğinizle çok mutlu bir yaşam diliyorum sevgiyle kalın

    YanıtlaSil
  2. e bebekteki yorumunuz muhteşem olmuş 😍😍😍

    YanıtlaSil
  3. Selamlar, instagramda tesadüf eseri gördüm inciyi ve ordan da buraya geldim :) bütün yazılarınızı okudum hem ağladım, hem güldüm .. Benim çocuğum yok , annelik duygusunu bilmiyorum ama yine de yaşadıklarınızdan etkilenmemek elde değil. İnci harika bir çocuk , siz cok iyi bir annesiniz :)) Herşeyi öyle güzel öyle içten anlatmışsınız ki , eşinizle ve dünyalar güzeli meleğinizle hep Mutlu olun

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Merhaba, bende İnci yi ilk instagramda gördüm ve ne kadar tatlı, harika gülüşlü bi bebek diye videolarından, fotolarindan sevdim onu. Sonra blogunuzdaki yazılarınızı dün gece aralıksız merakla, kimi gözlerim dolarak kimi gülümseyerek kimi de düşüncesiz insanlara, hekimlere kızarak bir çırpıda okudum.
    Bende bir anneyim ve herhangi bir sorun olmasa bile bir çocuğu bilinçli yetiştirmenin çok zor olduğunu her zaman düşünen ve çocuklarımız için ne yapmalıyıza kafa yoran bir anneyim.
    Sizi hem canı gönülden destekliyor hemde azminize hayran kalıyorum.
    Benim kızım da 3,5 yaşında kendi işimizi yapıyoruz eşimle, o nedenle de kızımızı 20 günlüktü işyerimize götürdük ona bir alan oluşturduk annemi de yanına gözetmen koyduk sağolsun hem biz hem o ilgilendik bu yaşa getirdik. Ve ben 2,5 yaşına girdiğinde onu sosyalleşmesine katkı olsun diye kreşe vermek istedim araştırmalarım sonrası hatrı sayılır bir kreş bulduğumda sevinerek bu maceraya atıldım. Ve 3 ay sonunda kreşe güle oynaya başlayan kızım çılgınlar gibi ağlayarak dönüyor bir daha da gitmek istemediğini söylüyordu. Öğretmeni ve kreş yetkilileriyle görüştüğümde aldığım cevap şu oldu " siz çocuğunuzla çok ilgilenmişsiniz,hem motor becerisi hem de konuşması diğerlerine göre daha ilerde ve burası ona cazip gelmiyor" önce anlamadım bir hata mı yaptık diye düşündüm sonra pedagoglar devreye girdi falan.... ve biz aşırı ilgili anne baba olmuşuz çocuğumuz 1,5 yaşında nasıl konuşmuşmuş. Çünkü ben 4 aylıktı ona kitap okurdum, gözlerinin içıne bakarak onu da bir birey olarak görerek anlatırdim ne anlatacaksam ve elbette babası eliyle dokunsun diye mercimekler unlar hamurlar, renk kartları vs.ler tabi kısa kısa anlatmaya çalışıyorum... Ama epey uzun da oldu 😊 bunları yapmamızla neredeyse suçlanıyorduk, şaka gibi. Eşimle bu konuşmalara gülüp geçtik biz mutlu çocuk yetiştirmek istiyoruz dedik zorla ağlayarak hiç bir yere gitmesin ki zaten gideceği yerde bu kafaların olması korkunçtu. Olsun varsın az iş alalım olsun varsın az para kazanalım dedik nasıl olsa önünde uzun okul yılları olacak.. göndermedik ve göndermeyi de düşünmüyorum. aslında söylemek istediğim İncinin rapor almasıyla ilgili yazınızda şu oran meselesi vardı ya işte o.
    Sizi kısmen de olsa anladığını anlatmak istiyorum. Çocuklarımızı bir adım ileri taşımak adına yaptığımız fedakarlıklar biz bilinçli anne babalar için bir görev bir sorumluluktur. Oysa kurulan sistem bize ne kadar da karşı. Sizin kızınızın 47 benim kızımın 46 kromozomu olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bu bilinçle, empatiyle alakalı bi durumdur.
    Sizi blogunuzdan okuduklarıma tanıyorum ve çok takdir ediyorum İnci de sizde çok şanslısınız. Diliyorum çocuklarımıź aklı vicdanı yerinde insanlarla karşılaşsın güle oynaya büyüsün ve farklılıklara önyargısız yaklaşacak eğitmenleri olsun.
    Ben kızıma elimden geldiğince başına ne gelirse gelsin yıkılmaması gerektiğini öğretiyorum, içindeki yaşama sevincini yitirmemeyi.. . Çünkü bugün sağlıklı olabiliriz herşey yolunda gidiyor olabilir ama yarının ne getireceğini bilemeyiz.
    Yazılarınızı hevesle severek okuyorum sizleri yakından tanımayı isterdim.
    İnciyi minik ellerinden öpüyorum o pembiş yanaklarına kıyamam 😊 sevgiyle özlem özmen

    YanıtlaSil