30 Mayıs 2016 Pazartesi

+1 down bi tek annem olsun bana bişey olmaz !

    şimdi okuyanlar, sen de ne sulu gözlüsün, ota b.ka ağlıyorsun diyecek ama ne demişler eşekten düşeni eşekten düşern anlar.. o yüzden anlayanlar okurken benimle birlikte ağlıyorlar biliyorum...

    hep soruyorlar çocuğa yanız mı bakıyorsun diye... evet yalnızım ama Ayten teyze desteği var sabahları...İnci kuş 5 buçukta kalkar, 7 buçukta teyzesine teslim edilir. eve gelince de sağolsun teyzemiz yardıma koşuyor ama ailemiz yanımızda mı derseniz, yok kardeş ... anneme bi telefon etsem koşar gelir ama kıyamıyorum kız, benim ona koşup yardım etmem gereken yaşta, nasıl gel evimin işini yap diyim.. kısacası olduğu kadar, olmadığı kader, bırak dağınık kalsın :) İnci den önemli mi? 

    o zaman pasaklıyım? yok değilim, ama yetişmekte zorlanmıyorum desem yalan olur.. e temizlikçi tut diyenleri duyar gibiyim? tutmasına tutayım da, ben o gelmeden ayıp olmasın diye kalkar evi toparlarım, bünye temizlikçiye alışık değil sonuçta :) bi de ne kafası var artık biliyor musunuz? aman ona vereceğim parayı inci ye harcarım, boşver ben yaparım kafası var... bi saat daha fazla özel eğitim ,bi saat de fizyoterapi aldırırım kafası var.. değişmez bu kafa arkadaş.. ben de istiyorum ayda 10bin kazanayım, hesapsız kitapsız harcayayım ama ne demişler, israf günah... artmasın yetsin kafasına devam o zaman..

    nereye bağlayacağım peki? bu yoğunlukta ihmal ediyorum annemi babamı, abimi, yengemi, farkındayım.. bazen yorgunluktan konuşurken ses tonum bile kaçıp gidiyor bedenimden biliyorum.. haksızlık ediyorum onlara.. işin içinde olmadıkları ve halimi görmedikleri için kızıyorlardır bana biliyorum... ama çözümüm yok... aynı anda heryere, herşeye, herkese yetemiyorum... 

    ama üzüldüm haftasonu... annem aradı... çekine çekine, "birşey diyeceğim ama, eğer kabul edersen" diye başladı cümleye... allah yukarıda üzüldüm... çok mu sert konuştum ki çekinerek soruyor dedim, çok üzüldüm... "söyle anne neden etmeyeyim" dedim.. "biz haftaya yengenle sana gelip evine bir yaz temizliği yapalım diyoruz, sen çocuğuna bak, biz temizleyip bir gececik kalıp dinlenip gideriz" dedi... ağladım... annem... senin dinlenip benim sana iş yapmaya gelmem gerekirken sen mi bana geleceksin :( telefonda da ağladım sonra, "yetişemiyorum hiçbirşye" diyip diyip ağladım... yazarken bile ağlıyorum... annemin çekinerek sormasına mı ağlayayım, yetişemediğime mi, her zaman " ban hallederim" havalarında olmama mı? 

    halledemiyorsun işte Süreyya... bazen sen de yetişemiyorsun.. yemek yapmayı unutuyorum bazen.. bazen su bile içmediğimi farkediyorum... çocuğum 46 kromozomlu olsaydı yetişebilecek miydim? yine aynısı olacaktı belki de... derdim onun durumu değil ki... ama dışarıdan ve içimizi bilmeyenler için söylüyorum, siz 1 ilgileniyorsanız, biz 5 ilgileniyoruz, mecburen... oyun arasında bile fizyoterapi yapıp, yemek yerken özel eğitim veriyoruz... ağzına bi kaşık yemek, eline iki oyuncak, akşama kadar salla babam salla...

    şikayetçi olmak değil bu... ama eğer ihmal ettiğim birileri daha varsa bilin ki unuttuğumdan değil..yetişemediğimden...

1 yorum:

  1. hayır yetişemeyecektin Süreyya :) İnci ile yaşıt kızım ve uyumadan işe gitmelerimden, yetiştirememekten, aynı şeylerden muzdaribiz. inan hiç alakası yok :)

    YanıtlaSil